Etiketler

25 Mart 2020 Çarşamba

ATANDIM, MUŞ'TAYIM

Murat Köprüsü- Muş

Merhabalar uzun süredir yazmıyordum, artık bir şeyler yazma zamanım gelmişti :)  Benim için önemli olan atama sürecini anlatmak istiyorum. Öncelikle nasıl atandım ondan bahsedeyim. Ben son sınıfta dershaneye yazıldım. Hafta sonu grubundaydım, hafta içi bana uymuyordu. Derslerim vardı, bu süreçte ben nişanlandım ve aynı zamanda evlilik hazırlığı yaptım. Benim çok yoğun bir süreçti okul, evlilik, dershane ve 2,5 ayda kalan günlerimde bir özel okulda çalıştım. 

Özel okulda çalışmam benim için bir aydınlanma oldu. Normalde hem maddi açıdan hemde çalışma şartları olarak özel okul kafamda yoktu.. Evlilik hazırlığı yaptığım için olabilir mi diye düşünmeye başlamıştım. Evimin hemen yanında bir özel okula seneye için cv bırakmaya gittiğimde bir öğretmenin doğum iznine ayrıldığını ve benim hemen yarın başlamamı istediler. Tabi benim için şaşırtıcı bir durum oldu. Okuldan kalan 3,5 günde özel okulda çalışmayı kabul ettim. 

Daha başladığım ilk gün pişman oldum, neden ben böyle bir şey yaptım diye. Çocuklar aşırı şımarıktı, hiç karşılaşmadığım aşırı şımarık, utanma duygusu olmayan, hatta duygusuz öğrencilerle karşı karşıya kaldım. Zaten okulun sistemi de benim için yorucuydu. Oturup evde sınava çalışmam gerekirken ben burada ne yapıyorum  diye düşünüyordum. İşte o gün anladım ki özel okul sistemi bana göre değil.

Sınava hazırlanmaya gelince açıkçası ekstra bir çalışma yaptım diyemem. Hafta sonları derslerime düzenli gittim. Derste not almam gereken yerleri not aldım. Tek yaptığım buydu. 

74 küsür bir puan aldım  3600 lerde bir sıralama geldi. 3100 kişi felan alacaklardı, işim kaymaya kalmıştı. Her yere atanma kutucuğunu açmadım. Evliydim eşimide düşünmem gerekiyordu. Evet ben sınava girdikten hemen sonra evlendik.

Sonuçlar açıklandığında atanamamıştım ama ek atamadan umutluydum. Seçim olduğu için ek atama olacağına inanıyordum ve gerçekten de ek  atama oldu. Yıllar sonra ilk defa çok miktarda batı açıldı. Benim sıralamam da 500 küsürlerdeydi yani iyiydi. Ek atamaya kalmış olmak benim için çok iyi oldu.

Sıralamam bu kadar iyiyken ve çokça batı açılmışken neden Muş'u tercih ettim? Öncelikle Sakarya' dan daha çok kontenjan bekliyordum ama sadece 1 kontenjan verdiler oda taaa Taraklı. Düzenimi bozmamak için Taraklı'yı yazdım ve İstanbul'un Anadolu Yakasını yazdım git gel yaparım diye düşünüyordum ama içten içe olmasını istemiyordum. Her gün o kadar yolu gidip gelmek gözümde büyüyordu. 

İstanbul tercihlerimden sonrada Muş geliyordu. Açıkçası bunun sebebi burada eşimin işinin olacak olmasıydı. Benim için önemli olan onunda iş olanağının iyi olduğu bir yer olmasıydı. Muş ta yazdığım ilk okul geldi, o sıralamayla merkeze atandım  çok şükür. Atanma sürecinde ücretli öğretmenlik yaptığım okulu çok sevmiştim merkeze yakın bir köy okuluydu. Atandığım okulda orada gibi hissettim. okulumu sevdim; fakat burada da hiç karşılaşmadığım bir şeyle karşılaştım. Hiçbir anne okuma yazma bilmiyor, çocuklar anaokuluna gitmemiş, hazırbulunuşlukları hiç yok, dünya algıları çok alçak... Tabi ki 1. sınıftılar  çok zorlu bir süreç oldu benim için. İlk deneyimim öğrenci ve veli profili zor, bu süreç nasıl olacak derken çok şükür okuma yazmayı da toplama çıkarmayı da öğrendiler. Şu an covid-19 yüzünden okullar tatil edildi. Çocuklar için endişeliyim, umarım bu süreçte emeklerimiz boşa gitmez.
Seyir Tepesi- Muş







20 Mayıs 2018 Pazar

DAMAT BOHÇASI HAZIRLIĞIM


Açıkçası bir kaç zaman öncesine kadar hiçbir fikrim olmadığı konuydu; fakat hazırlaması gerçekten çok zevkliydi. Bohçadaki kıyafetleri erkek arkadaşımla birlikte aldık, üstüne denedi kendi beğendiği ve benim beğendiğim şeyleri aldı. 
Damat bohçasında biz 2 pantolon 2 gömlek bir polo yaka t-shirt, 1 hırka aldık bunları Lufian'dan aldık. Biz alışveriş yaptığımız sırada 1000 Tl'lik alışveriş yapana 250 Tl indirim geliyordu bizde onu biraz geçtiğimiz için 760-790 arası bir para ödedik ama tam hatırlamıyorum. Çorap ve iç çamaşırları da aldık, iç çamaşırlarını benim için bohça alışverişine çıktığımızda aynı yerden almıştık. Bizim adetlerimizde nişanı kız tarafı yaptığı için takım elbisesini, içine gömleğini ve o gün giyeceği ayakkabıyı, kemeri ve cüzdanını da aldık.
Bunlar dışında parfüm, deodarant, diş fırçası, diş macunu, traş için 5'li jilet ve traş köpüğü, sabun koyduk. Ben iki parfüm ve birkaç tane deodarant koydum.

Bu parfümleri koyduğum sepeti Koçtaş'tan aldım. Açıkçası daha sonrasında banyoda içine havlu sabun koymayı düşünüyorum. Banyoda çok şık duracaktır. 

Bavulumu Trendyol'dan sipariş verdim. ÇÇS markalı bir bavul ben Trendyol'dan güvenle alışveriş yapıyorum ve gelen bavuldan da çok memnun kaldım hem şık hem de kullanışlıydı.

              Gelelim bohça takımına kafamdaki en büyük soru işaretlerinden biriydi. Hem fiyatı gereksiz pahalı hem de bir işe yaramayacak ama alınması gerekiyor. Ben anneme istemediğimi söylesemde o ikna olmuyordu. Bizim burada çarşamba pazarı var ve orada birçok şey satılıyor. Mutfak gereçleri, kıyafetler, kumaşlar... 
          Neyse biz çarşamba pazarında gezerken bir de ne görelim bohça takımı ve mağazada baktıklarımızdan daha güzel  ve fiyatı da 80 Tl'ydi, mağazada baktıklarımız 280-350 Tl'ydi ve de gerçekten hiç güzel değildiler.




Havlusu, bohçası en arkadaki ayakkabı kesesi
Şu an bu bohça takımı bende değilde damat tarafında olduğu için elimde olan fotoğraflardan paylaşacağım.
Seccadesi
İncili olması çok güzeldi özellikle bohçayı kapatınca kenarında inciler çok güzel gözüktü.

Bir de bu bohçaların yanında zarf şeklinde tekli bohçalar vardı. Birkaç tane de onlardan aldık. 

İnternette benzerlerini 35 lira gibi bir fiyata satıyorlar ben çarşambadan tanesini 10 Tl ye aldım. Bunlarda oldukça uyguna gelmiş oldu.
Bunlar dışında bohçaya çok güzel havlular ipek seccade koyduk ama geri kalanların resimleri malesef ki yok. 


 Çiçeklerimi de iki buket aldım tam yetti. Kurdelelerimin birini dantelli aldım birini düz ikisini de bağladım ve çok güzel durdular.  Tülümde de beyaz rengi tercih ettim bence en güzel duran renk.

Bunlar dışında bir tepsi baklava, çikolata ve kolonya verdik. Hazırladığım bohça çok beğenildi ve benimde gerçekten içime çok sindi:)
Çikolatam
Baklavamız 

:)


27 Haziran 2017 Salı

ORANGE FİLMİ

orange izle japon filmi ile ilgili görsel sonucu

Orange filmi liseli kızımız  Naho'nun 10 yıl sonraki kendinden mektup almasıyla başlıyor ve 10 yıl sonraki kendi ona neler yapıp neler yapmaması gerektiğini yaptıkları yüzünden pişman olduğunu anlatıyor. 
İlgili resim

Naho ilk başta inanmasada daha sonra mektuba inanıyor ve ona göre davranmaya başlıyor, gerçekten yapamadığımız şeyler yüzünden neler olabileceğini anlatan çok güzel bir film olmuş ben çok sevdim, sizlere de tavsiye edebilirim:)...

11 Ocak 2017 Çarşamba

Kurosaki-kun no Iinari ni Nante Naranai


Bu kısa diziyi rastgele buldum. Bir de bu tür dizileri izlerken gerçekten eğleniyorum. Yeppudaa' dan ilk iki bölümünü izlemiştim ve dizi yarıda kaldı gibi bir saçma durum oldu. Yorumlardan bir filmle sonlandığını öğrendim yani izleyemediğim bir devam filmi kaldı, filmin Türkçe altyazılısını ilk bulamadım bir çıldırdım ama sonunda bulup izleyip rahatladım.


Şu an düşünürken de gülüyorum bu diziyi hem saçma hem komik ve eğlenceli. Daha önceki hayatında sınıfında ezilmiş bir kızımız var ve kendini değiştirmeye karar veriyor işin aslı kız gerçekten hoş bir kız. Neyse bu kızımız bir yurda taşınmak zorunda kalıyor ve daha girişinde problemler yaşamaya başlıyor. Tabi bu dizilerin bir özelliği kızın dayanılmaz derece özgüvensiz olması. Bir kendine gel diyorsun ama o seni duymuyor maalesef :D.
Bu yaşadığı yurtta kızımız Beyaz Prens ve Kara Prens'in arasında kalıyor. Kara Prens'in kölesi olmak zorunda kalıyor:D zaten burası ayrı bir komik ve Kara Prens'in sahiplenici hali bir kız için nasıl desem hem sinir olup hem de ister istemez bu durumdan etkilenecek bir durum. 
Neyse uzatmayacağım ama bence gülmek isterseniz gayet izleyebilirsiniz :).  




6 Ocak 2017 Cuma

ÇİN SEDDİ FİLMİ


Dün canım sinemaya gitmek istedi ve vizyonda olan filmlere baktım. Üç filmi zaten izlemiştim geriye yabancı filmler kalıyordu ve aksiyon sever bir insan olarak direk aksiyon filmlerine baktım, Assasin's Creed 'in fragmanı güzel gözüküyordu sonrasında kuzenim, arkadaşının gittiğini ve beğenmediğini söyledi. Çin Seddi var hem 3D dedi, üç boyutlu daha heyecanlı olur diye ona baktık beğendik fragmanını, sonra cinemaximum' da filmi izledik.

Ben çekik gözlülerin savaşlı, vurdulu kırdılı filmlerini genel olarak seven biriyim. Tabi ki bu filmi de sevdim. Hele ki baş roldekiler  bir kız bir de erkek olunca değme keyfime :D.  Bu filmde klasik bir  Amerikan yapımı olarak kahraman yine bir Amerikalı, Çin' den barutu çalmaya gelmişler fakat kendilerini canavarlarla savaşın içinde buluyorlar. Buradaki canavarlar da Türkler mi artık değil mi orası meçhul. 

Bu komutan kızı gördükçe aklıma oynadığım online oyunlar geliyor. Onların canlanmış hali gibi :D.
Kötülerle savaşıp dünyayı kurtaran savaşçı bir kız olma hayalim varken öğretmen oluyorum..:D
En azından bende iyi eğitim vererek kötülüklerle savaşacağım diyerek kendimi  avutabilirim.:D

Son olarak benim gibi aksiyon filmi seviyorsanız gidebilirsiniz.:)

16 Aralık 2016 Cuma

KIZILDERİLİ VE ÇİNGENE'DEN BİRKAÇ CÜMLE



Geçenlerde ailemle birlikte alışveriş merkezine gittim, Market kısmına da girmiştik. Bende nereye baksam diye düşünürken aklıma kitaplar geldi. Marketlerde cep boy kitaplar çok fazla oluyor belki onlardan alırım belki de başka aradığım bir kitapla rastlaşırım diye düşünerek kitapların olduğu reyona yöneldim. Öyle baktım baktım kitaplara fakat içlerinde o an almak istediğim yoktu. Sonra birden gözüme Kızılderili ve Çingene diye bir kitap ilişti, merak ettim.  Kitabı öyle bir karıştırdım sonra bıraktım o sırada annem seslendi ve o kitabı almak istediğime karar verdim, elime aldım kasaya yöneldim. Beni çeken kitabın ismiydi. Farklı şeylere karşı ilginç bir ilgim var. Evde okunmayı bekleyen o kadar çok kitabım varken ben bunu okudum ve bitirdim. O kitaplar dururken neden bu kitabı okudum bitirdim sorusuna gelirsek, çok basit bir dili vardı biraz da fantastik olaylar vardı bir de kitabın içinde  iki tane görme engelli kız kardeşiyle yaşayan bir kadın vardı. Ne olacağını merak ettim, hemde okumadan bu kadar uzaklaşmışken basit bir anlatımla geri dönüşün güzel olacağını düşündüm. 

Bir kitabı okurken her zaman o sayfalardan işime yarayacak bir şeyler ararım, belki bir kelime belki bir söz, belki bir ders... Tek bir pencereden bakarak görmek yerine farklı farklı pencerelerden bakarak olayı bambaşka görmeyi tercih ederim, bu yüzden ne okursam okuyayım bir şeyler ararım. Tabi ki bu kitapta da buldum, bir an hiç o an gelmeyecek sanmıştım ve bu beni üzmüştü fakat sonlara doğru olsada ben bir şeyler buldum. 

Altını çizdiğim kısımlardan ilki bir metafordu. Bu metaforda yağmuru duygulara benzetmişti. Açıklamasıysa şöyle ;

''...Bir an öfkeden deliririz, kalbimiz şimşek gibi çarpar, içimizde fırtınalar kopar. Sonra tek bir kelime ya da bir dokunuşla bir anda sakinleşiriz. Sonra hava açar, nabzımız yavaşlar, sanki her şeye taze bir başlangıç yapmış gibi oluruz. Yağmur damlaları güneşte elmas gibi parlar...''

Öfke halini çok iyi anlattığını ve çok güzel bir benzetme olduğunu düşündüm. Öfkeliyken bir söz bir bakış belki bir dokunuş bir anda her şeyi değiştirebiliyor. Buda insanın insana yaptığı  güçlü ve ilginç bir etki...

Kitapta bana farklı gelen bir yer daha vardı. Sam, Gretchen'a aşık ve onu sevdiğini daha Gretchen'a söylememiş, henüz çocuklar, Gretchan ona ''Sen arkadaştan da ötesin benim için...sende benim kardeşimsin artık.'' diyor, normalde sevdiğiniz insanın size benim için kardeş gibisin demesi hoşunuza gitmez, bir kalp kırıklığı hissedersiniz, fakat Sam burada seviniyor; çünkü aile kadar yakın olduklarını düşünüyor ve aile demek sonsuza kadar ayrılmamak demekti. Ne kadar da masumca ve duygusal bir düşünce,o duygu yoğunluğunu bir düşünsenize, böyle düşünen bir insanın o insan için neler yapabileceğini, bir sözünden, bir bakışından ne kadar etkilenebileceğini... Annesi de ona ''Kan sudan daha yoğundur.'' dermiş.Bununla bağdaştırarak Sam böyle düşünüyor. Burada altını çizdiğimse annesinin Sam 'e söylediği cümleydi. Gerçekten öyle değil mi, hayatımıza sürekli birileri giriyor çıkıyor, bir anı olarak kalıyorlar; fakat ailemiz birileri hayatımıza girip çıkarken hep yanı başımızda kalıyor, iyi ya da kötü bir şekilde yanımızdalar. (Ölüm kalım olmadığı sürece) İşte bu yüzden gerçekten aile ilişkileri çok önemli.

Gelelim son altını çizdiğim yere Sam'in annesi yine Sam'e bir öğüt veriyor:

''İnsan gençken sadece duygularına ve arzularına önem verir. Sürekli iniş çıkışlar yaşar. Gerçek aşk zaman ister. Aşkın nasıl bir şey olduğunu bilmeden ömrünü geçiren insanlar var. Herkes havai fişekler gibi bir aşk yaşamak ister. Ama derin bağlılığın getirdiği o sükunetin kıymetini pek az kişi anlar.''  
ve  bir tane daha
''Annesi, en büyük aşkların yavaş yavaş geliştiğini, zaman güçlendikçe arttığını söylemişti.''

Bir yanda havai fişekler gibi bir aşk bir yanda çok güçlü bir bağ...
Havai fişekler gibi bir aşka kapılacak dönemi atlattığımı düşünüyorum fakat hayatta hiçbir zaman ne olacağı belli olmuyor. Ne doğru ne yanlış bilmiyorum, nasıl hissettiğin bir insanla evlenmelisin doğru bir ilişki nasıl olur gerçekten bilmiyorum artık tek bildiğim bu durumlarda düşünmekten çok yaşamak. Her şey bir şekilde olacağına varıyor. Hayırlıysa oluyor hayırsızsa daha hayırlısı oluyor. Bu noktada şu an çözemediğim başka şeyler var. Bir şekilde kendime engel oluyorum, bu beni yoruyor. Ben kendime engel olmaktan daha çok yapmayı yaşamayı seviyorum ama hayat sadece bana ait değil, beni durduran bu düşünce. Bunun da doğruluğundan emin değilim ama en azından  şu an en fazla bunu yapabiliyorum...

  

25 Kasım 2016 Cuma

B Harfi Öğretimi Sunumum ve Materyallerim


Dün İlkokuma Yazma Dersi' nde sunum sırası bendeydi ve benim harfim B harfiydi. Harfin anlatımını ve materyallerininin tasarımını kendim düşündüm ve  tasarladım. Ben ders anlatımımda Bombik adında .yardımcı karakter kullandım.

Bombik' i dersi hikayeleştirmek için kullandım. Bombik' in sihirli kapıya ulaşması gerekiyordu ve  öğrencilerden yardım istedi. Bu kısımdan önce çocuklara Bim Bam Bom şarkısını dinleterek b sesini duymalarını sağlıyorum. Bombik' e yardım etmeleri içinse çocukların kart oyununu oynamaları gerekiyor.

Kartlarda b harfini içeren görseller var, görsellerin isimlerini önce b harfine vurgu yaparak sesli olarak söylüyoruz, daha sonra  içinde b sesi bulunan görselleri balkonlara yerleştiriyoruz. Bu oyunda çocukların b sesini hissetme aşaması devam ediyor. Bu oyunu tamamlayınca  sihirli merdivene ulaşıyoruz, sihirli kapıyla ev arasına yerleştiriyoruz.

Bu kartlarla ikinci bir oyun daha oynuyoruz onda da sihirli anahtarı elde ediyoruz ve Sihirli Kapı açılıyor. Kapı açılınca tahtaya içinde b harfi bulunan sihirli güneş geliyor.

Çocuklara tahta çubuklardan yaptığım sihirli kalemleri dağıtıyorum, bu çubuklarla havaya ve tahtaya b harfini yazıyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken nokta b harfinin şekli, benim b harfimim üst kısmı biraz geniş oldu daha dar olması gerekiyor. 

Bu aşamadan sonra harflerden hecelere kısmına geçiyoruz, burada da hazırladığım kartları evin balkonuna yapıştırarak 3. balkonda heceyi veriyoruz.

Bu kısım için ben sunum yaparken düşünmemiştim ama İlkokuma Yazma Dersime giren hocam ,harfleri Bombik' in arkadaşı e Bombik'in arkadaşı b bunlar el ele tutuşmuş ve eb oluşmuş gibi bir kurgu yapabilirsin, dedi gayet iyi bir fikir. Daha bir çok kart oluşturarak çocuklara  heceleri iyice kavratıp bu aşamayı tamamlıyoruz. Her aşama için ayrıca etkinlik kağıtları dağıtıyoruz.         

Hecelerden Kelimelere aşamasında, Bombik' in içinde bulunduğu bir kurgu oluşturuyoruz. Bombik çiçek tohumları ekmiş, gökyüzünde Güneş varmış fakat yağmur yağmıyormuş, bu yüzden çiçek tohumları büyüyüp çiçek açamıyormuş ve Bombik çok üzgünmüş, şeklinde bir kurgu oluşturuyoruz. 

Daha sonra Bulut Boli'nin yanına gidiyoruz. Nasıl olduğunu soruyoruz iyi olduğu cevabını aldıktan sonra oda bana nasıl olduğumu soruyor, iyi olmadığımı ve Bombik 'in neden üzgün olduğunu anlatıyorum bu arada Boli'nin ağzı dönebiliyor ve ağzını döndürerek onu üzgün hale getiriyorum, duruma üzülen Boli ağlamaya başlıyor, ağladığı zaman içinde heceler bulunan yağmur damlaları dökülüyor, bir yandan tek tek gökkuşağının renklerini tahtaya yapıştıyorum ve gökkuşağı oluşturuyorum. Bütün materyallerimde küçük mıknatısları kullanıyorum. Gökkuşağının renkleri tamamlanınca ikinci bulut geliyor, onun üstünde büyük b harfi oluyor ve böylece büyük b harfini çocuklara  veriyorum.Daha sonra yağmur damlalarını birleştirerek çiçek açtırıyorum, çiçekleri birleştirerek cümlelerimi oluşturuyorum. Cümlelerimi de verdikten sonra B harfi öğretimimi tamamlıyorum.