''Ancak, mühim olan an' lar bence, bir insan yaşadığı her anı içine sindire sindire yaşamalı. Dün dündür, giden gitmiştir çünkü geri gelmeyecektir... Gelecek ise henüz gelmemiştir zaten... An' ları en güzel ve en anlamlı yaşayabilmektir asıl olan...''
Anı yaşamak... Şu an bile sürekli aklımdan hayatımdaki insanlarla olan ilişkim geçiyorken anı yaşayabilmeyi nasıl başarabilirim ki, zaten yapıma ters. Yanlış olduğunu düşündüğüm bir şeyi yaparken ben ne mutlu olabilirim ne de huzurlu olabilirim. Bir yandan üzülüyorum anı yaşarsan o an yapman gerekeni yaparsın ve yapacağın iş için üşenmezsin ama ben çok üşengecim anı yaşarsam beni üşengeçlikten kurtarır belki; ama ben kendi dünyamda yaşamaya o kadar alışmışım ki anın bana getirdiklerini düşüncesizce kabul edebileceğimi sanmıyorum.
''Oysa ruhumdaki depremlerin duygularımı nasıl sarstığını bilen yok.''
Bu cümleye bakıp burada ne var ki, diye aklından geçiren olmuş olabilir; ama burada bir çok sır gizli.
''Ruhumdaki depremler'' benim gibi duygusal bir insansanız ruh halinizde sürekli değişen duygularla muhattap olursunuz. Çok üzgün, kırılmış, incinmiş, ürkmüş ama bunu sizden başka bilen olmaz, dışarıya ördüğünüz duvarlar bu yanınızı insanların görmesini engeller ve devamında dediği gibi ''duygularımı nasıl sarstığını bilen yok.'' sizin içiniz yansa da bunu kimsenin ruhu duymaz ve yaşamayan da sizi anlamaz, anlayamaz...
''Her şeyi çok daha güzel yaşayabilme, paylaşabilme umududur evlilik... İki insanın ömür boyu birlikte olma sözü vermesidir...''
Bu da tabi ki doğru insanı bulma zaafımdan dolayı altını çizdiğim bir satır ve benim için çok önemli olan bir şeyi anlatıyor. Bir ömür birlikte olmak, paylaşabilme, daha güzel yaşayabilme...
Burada anlatılan o kadar derin ve anlamlı ki bunu içten hissedebilmeniz gerekiyor.
Yıkılan evlilikler, yaşanan ihanetler, güzel başlayıp korkunç biten sonlar, yalanlar, sadakatsizlikler insanlar resmen korkunç duruma geliyor oysa her şey çok güzel başlıyor.
İşte bu durumda sonsuz sevginizi ve sadakatinizi paylaşarak, bir ömre sığdırıp onunla bütünleşerek yaşayacağınız birini istiyorsunuz; çünkü biliyorsunuz ki huzur bu sadık sevgide...
--------------------
Resmini paylaşmadığım fakat bu kitaptan altını çizdiğim bir söz daha
''Ölüm kaçınılmazdır biliyorum ama, yaşam ölümün lanetli gölgesinde kalmaya mahkum bir köle olmamalı.''
Ölümün lanetli gölgesine mahkum bir köle...
Evet hepimiz öleceğiz bu gerçekten korkutucu ama doğru ve güzel, eğlenceli bir hayat yaşayarak bu korkunun üstesinden gelebiliriz. Öff nasılsa öleceğiz diyerek ömür geçmez ama ben bunu biraz yapıyorum tabi çok az, minicik :) Yoksa mutlu olamazdım ha yanlış anlaşılmasın dünyada saf, sonsuz mutluluk söz konusu değil, burası bir sınav yeri o yüzdendir ki hep bir zorluk karşımıza çıkacaktır ve bize düşen savaşçı bir ruha sahip olup bu zorluklarla savaşıp bunu kazanarak mutlu olmak asıl mutluluk cennet aslında da işte umarım bunu başarabiliriz.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder