''Gözlerimi her sabah açıp yaşama merhaba diyorum günün ilk ışıklarıyla sevginin en güzeli benim olsun diye... Sevgiye, sadakate tapıyorum biliyor musun, ancak doğru adreste, doğru sevgide karşılaşan biriyle mutlu olur insan...''
İlk sevgiden bahseden bir cümleyi paylaşarak başlamak istedim. Sevginin en güzeline sahip olmak için her sabah gözlerini açıp yaşama merhaba diyormuş romanımızın kahramanı Behram ve haklı da bir selamla güne başlamak bir merhabayla pozitif başlamak bizi sevgiye ve güzel şeylere daha çok yaklaştıracak bir adım. Sonrasında sevgiye ve sadakate taptığını söylüyor; ki benim düşünceme göre hayatın sırrı bu iki kelimede gizli sadık bir sevgi, sadık bir seven insanın sahip olabileceği en büyük hazinelerden biri ve ardın da ekliyor doğru adreste, doğru sevgi de işte kilit noktayı da burada vuruyor bu sadık sevginin doğru kişiden gelmesi gerektiğini söylüyor. Bu benim isteğim, benim aradığım. Beni bulacak mı bunu henüz bilmiyorum.
''Gerçek bir ışık değildi hayallerim biliyordum, yalancı bir ılıklıktı, yalancı bir bakış, yalancı bir söz, kalpsiz, dilsiz, hissiz, bir şeydi hayallerim...''
Hayaller... Bizi yaşama bağlayan umutlar; fakat Behram'ın kendi hayallerinden bahsedişi ne kadar umutsuz ve karanlık, istiyorum diyor ama sadece istiyorum sadece düşünüyorum asla beni bulamayacaklar diyor adeta. Sanki en başta kaybetmiş, hayallerinin umut yüklü olması gerekirken gri bulutlarla kaplanmış, bir sisli gölge gibi. Hayaller bu kadar umutsuzken bizi nasıl bulabilir ki, bence her şeyden önce hayallerimize sımsıkı bağlanmalıyız. Eğer gerçekleşeceklerine inanmazsak onlar bizi bulamaz. İşte inanç... Gerçekten inandığımız şeyler bizi buluyor, bunun farkında olmalıyız.
Devamında birkaç cümlem daha var.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder